Köprücük Kemiği
Köprücük kemiği; tıp literatüründe Klavikula olara...
Eylül
Omuz yırtığı rahatsızlığı oldukça sık birçok neden bağlı olarak görülmektedir. Genel olarak yırtık tedavilerinde hekimler öncesinde uygulanan ilaç tedavisi veya fizik tedavi gibi tedaviler denenebilir, olumlu olarak sonuç alamaz ise veya uzun vadede hasta açısından sorunlar yaratacaksa direkt cerrahi müdahaleye karar vermektedir. Burada bu cerrahi müdahale hakkında bilinmesi gerekenlerden bahsetmeden önce ise omuz yırtığının ne olduğunu anlamak gerekir. Sadece bu değil aynı zamanda omuz yırtığının nedenlerinin de bilinmesi gerekmektedir. Bu şekilde bir bilgiye sahip olmanız demek ise omuz yırtığında hekimlerin tercih ettiği cerrahi müdahaleyi daha rahat bir şekilde anlamanız demektir.
Öncelikle omuz ekleminin kürek kemiği köprücük kemiği ve kol kemiğinden oluştuğunu bilmeniz gerekmektedir. Burada bulunan kol kemiği omuza içten dört adet kas ile bağlı bulunmaktadır.Bu kaslara “rotator kılıf” kasları denir. Bu kaslar ise omuz kemiği ve kol kemiği arasında bir köprü işlevi görmektedir. Yani buradan şu anlaşılması gerekmektedir ki omuz ekleminin temel sabitleyicileridir. Aynı zaman da bu dört adet kas omuz kemiği ile kol kemiği arasındaki belli açılardaki hareketi de sağlamaktadır. Sıklıkla omuzdaki doğumsal anatomik hatalar, yıllar içinde dejenerasyona ve yırtığa neden olurlar. Spor yaparken veya yanlış bir hareket ya da gündelik hayatta yaşanan sorunlar nedeni ile de bu kaslarda zamana bağlı olarak yıpranma ve tahribat oluşmaktadır. Bu ise ileri dönemlerde kişide ciddi olarak kas rahatsızlıklarının meydana çıkmasını sağlamaktadır. Bu rahatsızlıklar ise ilerleyen dönemlerde ciddi bir biçimde kol hareketlerini kısıtlamakta, ciddi ağrılara neden olmaktadır. Genel olarak Rotator kılıf yırtılması adı verilen rahatsızlıklar spor ile uğraşan kişilerde daha sık görülmektedir.
Omuz rotator kılıf yırtılması dediğimizde ise iki çeşit olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunlar kısmi yırtılması ve tam yırtılmasıdır. Kısmi omuz kas yırtılması akut olarak omuz kaslarında gerilme veya kasılma sonucu oluşmaktadır. Bu durumda ise kanama ve şişlik gibi belirtiler meydana gelmektedir. Tam akut omuz kas yırtılmasına baktığımızda ise kaslar yırtılma işleminden sonra bütünlüğünü kaybetmektedir. Kol hareketleri kısıtlanmakta, kanama şişlik ve şiddetli ağrı ile birlikte kuvvet kaybı yaşanmaktadır
. Kronik yırtılmalar daha sinsi seyreder. Gece ağrıları, kolu geriye çevirememe ile başlar. Zamanla kol kuvvetini kaybetmeye kadar ilerler.
Omuz kas yırtılması tedavisinde ise genel olarak yırtılma olan bölgeye buz tedavisi önerilir. Aynı zaman da omuz hareketlerini arttırmak ve ödemi geçirmek için hekim tarafından fizik tedavi veya ilaç tedavisi uygulanmakta, kasların zarar görmemesi için de sportif rehabilitasyon yapılmaktadır.
Ortopedik cerrahlar tarafından uygulanan bu işlemde diğer tedavi yöntemleri ile iyileşmeyen, uzun vadede hastaya daha büyük sorunlar oluşturacak omuz yırtıklarına cerrahi müdahale yapılmaktadır.. Fakat burada dikkat çeken bir detay ise omuz yırtığı ameliyatının akut yırtılma işlemi olduktan sonra üç ay içerisinde yapılması gerektiğidir. Kronik yırtıklarda bu süre yırtık kasta yapısal bozukluklar oluşmadan iki yıl içinde yapılmalıdır. Bir diğer detay ise omuzkaslarının tam yırtılmasında cerrahi yöntemler sayesinde daha net ve daha başarılı sonuçlar alındığıdır.
Genel olarak kronik yapısal sorunlar ve spor yapan kişiler de ani hareketler sonucunda meydana geldiğinden bahsetmiştik. Bu ise kişi de şiddetli bir biçimde ağrılara neden olmaktadır. Ayrıca omuz yırtığında zorlamalar bağlı olarak başka yapı sorunları da meydana gelmektedir. Zorlama durumlarında ortaya çıkan bu diğer sorunlar da cerrahi müdahale esnasında çözülebilmektedir.
Omuz yırtığı ameliyatları iki şekilde gerçekleştirilmektedir. Kapalı ve açık olarak yapılan cerrahi işlemler uzun yıllar boyunca yüksek kalitede başarı sağlamış bulunmaktadır. Fakat şu da bilinmelidir ki omuz yırtığı ameliyatlarında hekimler tarafından en çok tercih edileni kapalı omuz ameliyatıdır. Açık olarak yapılan omuz ameliyatlarında ki başarı oranına göre çok daha net ve büyük başarılar sağlamaktadır. Açık olarak yapılan omuz ameliyatlarında hastaya yapılan kesilere oranla kapalı omuz ameliyatında daha küçük ölçüde kesi açılmaktadır. Bu ameliyatlar çok küçük kesiler açılarak görüntüleme cihazlarının da yardımı ile yapılmaktadır. Yine büyük bir avantajı ise hasta da oluşacak olan kan kaybı ve buna bağlı olarak kan nakli işlemi olmamasıdır. Ayrıca açılan kesi yerleri küçük olduğundan dolayı da hastada herhangi bir dikişi izi kalması ihtimali de az bulunmaktadır. Yine bir avantajı ise ağrıların daha az olmasıdır. Kapalı olarak yapılan omuz ameliyatında hastada büyük oran da genel anestezi uygulansa da bazı hekimler lokal anestezi de uygulamaktadır. Kişi ameliyathaneye alındıktan sonra ameliyat yaklaşık olarak bir saat sonra başlamaktadır. Ameliyat sürecinde ise hekimler kopan tendonları yerine sabitlemek amacı ile mini boyutlarda vida veya tamamen iplikten yapılmış çapalar kullanmaktadır. Bu vidalar kişinin vücuduna herhangi bir zarar vermeyeceği için içeride kalmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.
Ameliyat sonrasında öncelikli olarak hastalarda herhangi bir terslik görülmez ise hekimler hastanın aynı gün taburcu olmasına karar verebilmektedir. Ameliyat sonrasında ise yine hekimler hastaya buz tedavisi uygulamasını ve ağrı kesici kullanmasını önermektedir. Tahmini olarak ise yedi ila on gün sonrasında atılan dikişler alınmaktadır. Dikişlerden sonra ise rehabilitasyon programı altı - on hafta sürmektedir.
81
Sıradışı bulgu ve belirtilerle giden bir hastalıktır. Bu hastalık akla ...
Omuz protezleri daha az sıklıkta yapılsa da diz ve kalça ...
Anatomik olarak oldukça karmaşık olan bu eklemde çeşitli problemler yaşanabilmektedir. ...